25 Kilo Verdim (80 Kilodan 55 Kiloya Düşme Hikayesi)

Benim için zayıflamak hiçbir zaman olağanüstü bir şey olmadı. Arkadaşlarım diyette olduklarını söylerlerdi, onlara azmetmedikleri için kızardım. Kendilerine ve iradelerine sahip çıkmamaları beni çok şaşırtırdı. Fakat sonra gerçeklerin pek de öyle olmadığını anladım.

Tüm gençliğim zayıf, incecik bir kız olarak geçmişti. Ne giysem beğeniyor, yakıştırıyordum. Mağazalardan çıkmıyor aynaların önünden ayrılmıyordum. Ancak tabi ki her zaman böyle devam etmedi.

Evlilik Sonrası Kilo Alma

Evlendiğim zaman yaklaşık 55 kiloydum. Neredeyse üniversite birinci sınıftan beri kilomu koruyordum. Boyumla dengeli olduğu için kilom, bana asla fazla gelmedi. Değildi de zaten. Çevremde o kadar kilolu arkadaşım vardı ki. Onların haline baktıkça kendim için şükrediyordum.

Evliliğimin ilk yılında her şey çok güzeldi. Sürekli geziyor, birbirimizle vakit geçirmenin tadını çıkarıyorduk. Yemek yapmayı bilmediğim için bir buçuk yıl kadar dışarda yemek yedik diyebilirim. Geçen bu sürenin sonunda, hamile olduğumu öğrendim. 55 kilo ile başladığım evlilik maceramda 67 kilo olarak hamileliğe adım atıyordum.

Hamilelik ve Kilo Alma Dönemim

Hamileliğim boyunca aman bebeğim kilo alsın aman sağlığım bozulmasın diye diye 80 kiloya ulaştım. Almam gereken kilonun inanılmaz üzerine çıkmıştım. Ne yazık ki pek de umurumda değildi. Ben hiçbir zaman kilo konusunda çok hırslı, azimli biri olmadım. O yaşıma kadar bir şeyi almak için ciddi bir mücadele vermek zorunda da kalmadım. Bu yüzden bu kiloları vermek demek benim için çok basitti. Hemen iki hap kullanırım, iki gün yürürüm kurtulurum diye planlıyordum. Elbette öyle bir şey olmadığını anlamam uzun sürmedi.

İlginizi Çekebilir: Hamilelik Sürecinde Aşırı Kilo Alımı Nasıl Önlenir?

Doğum Sonrasında Kilo Verme

Çocuğumun peşinde koşarken 80 kilodan bir kısmını vermiştim. Fakat asla yeterli değildi. Bunun için bir şeyler yapmam gerektiğini duymaya başladım. Etrafımdaki herkes devamlı biraz uğraşsan verirsin aslında, tarzı ifadeler kullanıyordu. Ben de bunlara inanmak istiyordum.

Bir süre sonra eve alınmadık ilaç, krem, spor ürünü kalmamıştı. Peki, kullanan var mıydı? Hayır. Karakterim gereği üşengeç bir insandım. Asla spor yapamaz, hareket etmekten hoşlanmazdım. Çocuk bakımı beni yeterince yorduğu için bir de spor yapmak çok yorucu görünüyordu. Bir gün yürümeyi deniyorsam üç gün yatıyordum. Elbette bu şartlar altında kilo falan veremedim.

2. Hamilelikte Kilo Alımı

Ben tam bir çocuk hastasıyımdır. Çocukları çok sevdiğim için, aralarında yaş farkı çok olmasın dediğim için ikinci bebeğimi de dünyaya getirmek istedim. Birincisi 3 yaşındayken ikinci çocuğuma hamile kaldım. Ona hamileyken 70 kiloyla başladım. Bu başlangıç kilosunun şiddetle artmaması için kendime çok engel oldum. Fakat asla fast food ve abur cuburdan geri duramıyordum. Canım ne isterse yiyordum. 9 ayın sonunda yine 80 kilo ile kapanışı yaptım.

Bebeğimi sezaryen ile dünya getirmenin acısını uzun süre göbekten kurtulamamak şeklinde ödedim. Karnım olduğu gibi kalmıştı. Ne yazık ki pek de eriyecek gibi durmuyordu. Bebeğime bakarken yine emzirme, loğusalık sürecinde 70’e indim. Ancak benim kendi kilom 55’ti. Bu kiloya ulaşmadan asla pes etmeyecektim.

Doğum Sonrası Nasıl Kilo Verdim?

Zaman öyle hızlı ilerliyor ki. İkinci çocuğum da büyümeye başladığında artık dur demem gerektiğini yavaş yavaş anlıyordum. Çocuklarımın büyüdüklerinde benden utanmaları en büyük korkumdu. Bunun önüne geçmem gerekiyordu.

Yakın arkadaşımın ziyaretinde, bu konu üzerine konuşurken beni uyarması harekete geçmeme yardımcı oldu. Özellikle kendi haline dön de bir bak. İki çocuklu, paspal halinle aldatılman yakındır ifadesi beni silkelemeye yetti.

Kaybetmek istemediğim çok şey vardı. Eşimi, çocuklarımı ve elbette kendime saygımı yitirmekten korkuyordum. Bu konuda ne yapılması gerekiyorsa yapacaktım. Başlangıçta yeme bozukluklarım üzerine eğildim. Nasıl daha sağlıklı besleneceğim üzerine diyetisyenim ile derin araştırmalar yaptım. Fast food, abur cubur ve zamansız yemelerin her biri son bulacaktı. Benim için en zoru bu aşama oldu. Çünkü her biri hayatımın merkezinde yer alıyordu.

Bu İçeriğe de Bakabilirsiniz: Duygusal Yeme Alışkanlığından Nasıl Vazgeçilir?

Yaklaşık on gün içinde yemek üzerine yüküm biraz daha hafiflemiş, her şey biraz daha rahat düzene girmişti. Ne yemem ya da ne yememem gerektiğini biliyordum. Çok sık besleniyor ama sağlıklı şeyler yiyordum.

Zayıflarken Spor Yapmanın Önemi Büyük

Benim gibi spor yapmaktan hiç hoşlanmayan insanlar için kilo vermek çok daha zordur. Sadece yemekten kısarak zayıflamak neredeyse imkânsız. Bu nedenle olabildiğince zor bir şekilde spora başladım. Açıkçası alışmam tam 4 ay sürdü. Bu dört ay içerisinde basamaklı ilerledik.

Yüzmeden koşmaya kadar her çeşit spora yöneldim. Belki bir tanesini çok severim ve onunla devam ederim diye düşündüm. Çünkü kilo vermek için değil aynı zamanda hayat prensibi haline getirmek için de spor yapmak istiyordum.

Spor seçenekleri için buraya da göz atabilirsiniz.

Spor yapmaya alıştıktan sonra daha rahat kilo vermeye başladım. Her gün düzenli olarak birkaç saatimi bunun için ayırıyordum. Nihayetinde sonucunu da almıştım.

Kalori Hesabı ile Zayıflama

Yediğim her besin için kalori hesabı tutuyordum. Gün içinde almam gereken kaloriyi biliyor buna göre hareket ediyordum. Sınırlarımı aşmamayı öğrenmiştim. Sonuca baktığımda gerçekten işe yaradığını görebiliyordum. Zaman alıyordu fakat zayıflıyordum.

Yürüyüşü spor saatlerimden ayrı yapmaya özen gösteriyordum. Eskiden arabadan iner eve girerdim. Asla adım sayım çok olmazdı. Fakat kilo vermek için yürüme olayını sıklaştırdım. Daha çok yürüyor, motivemi arttırması için her adımımı sayıyordum. Böylece daha rahat ne yaptığımı görebiliyordum.

İlginizi Çekebilir: En İyi Kalori Hesaplama Siteleri

2 Yıl İçerisinde 25 Kilo Verdim

Benim istediğim kiloya ulaşmam 2 yılımı aldı. Çünkü yavaş ve sindirerek ilerlemeyi tercih ettim. Kendimi hem çocuklarıma hem de zayıflamaya vermem oldukça zor olmuştu. Bu sebeple bir an önce başladım ama uzunca bir süre istediğim kiloya gelemedim. Bu şekilde olması belki daha iyi olmuştur çünkü spor hayatımda o kadar uzun süre kaldı ki artık ayrılmaz bir parçam haline geldi. Spor yapmadan geçirdiğim gün sayısı oldukça azdı.

Kilo vermek, birkaç ay içerisinde hızlıca olduğunda geriye dönüşü olan bir durum. 6 ay içinde eski kiloma dönmek için didinseydim sonra nasılsa verdim deyip kesebilirdim. Hem yeme alışkanlığım hem de sporum kalıcı bir hal aldı. Bu da benim uzun vadede zayıf kalmama yardımcı olacaktı.

Kilo vermeden önce inanılmaz abur cubur tüketiyordum. Sadece beslenmiyor tüm kalorili içecekleri de içmeyi alışkanlık haline getiriyordum. Kilo vermeye karar verdiğimde ise sadece su kalmıştı. Günlük hayatımda neredeyse bir bardak suyu içmeyi hatırlayan biri değildim. Fakat alışmak için çaba sarf ettim. Su hatırlatıcılar, notlar, rengârenk şişeler hepsi su içebilmek içindi. Nihayetinde başardım. Gün içinde 3 litreye kadar su içmeyi alışkanlık haline getirdim. Böylece daha rahat daha mutluydum.

Hem üşengeç hem de inanılmaz düzensiz beslenen biri olarak bu konuda bu denli başarılı olmak çok gurur verici. Yapabileceğimi biliyordum fakat özellikle doğum yaptığım zamanlarda hayata küskünlüğüm başaramayacağım hissine neden oldu. Ayağa kalkmama yardım eden arkadaşım olmasaydı, her konuda elimden tutan eşim olmasaydı belki gerçekten hala kilomla boğuşuyor olacaktım. Çok şükür ki o günleri arkamda bıraktım.

Yorum yapın