Genç kızlık dönemlerimi çok net hatırlıyorum. Nasıl unutabilirim ki? Ne kadar güzel ne kadar alımlıydım. Her şeyden önce çok zayıftım. Ne giysem yakıştırır herkesi hayran bırakırdım. Fizik güzelliğimle beraber yüz güzelliğimde vardı. Bakanlar, bir kez daha bakardı. Böyle bir genç kızdım işte. Fakat zaman geçiyor ne güzellik ne de zayıflık kalıyor. Orta yaş dönemlerimin başında çocuk sahibi oldum. İşte hayata ve kendime dair savaşım işte o zaman başladı.
İÇERİK ÖZETİ
Hamilelikte Çok Kilo Aldım
Hamilelik sürecimde almam gereken kilodan iki kat fazla kilo almıştım. Çünkü bebeğimin ve benim sağlık sorunlarımız vardı. Doktor, hiçbir şeyi eksik etmememi, çok dikkatli yememi üstelik olabildiğince az hareket etmem gerektiğini söyledi.
Normal bir hamilelik hayal etmiştim. Yürürüm, pilatese giderim yüzerim ve hiç kilo almam diye planlamıştım. Fakat düşük riski, elimi kolumu bağlıyordu. Bu süreç, her ay katlanarak arttı. Haliyle yemekten başka bir şey yapmıyor daha fazla şişiyordum. Aynı zamanda hareket etmediğim için vücudum ödem de toplamaya başlamıştı. Tüm bunlar, mutsuz bir hamilelik geçirmeme neden oldu. Tam olarak 88 kilo olmuştum.
Doğum Sonrası Kilo Verememek
Elbette sancılı bir süreç olan hamilelik, normal doğuma uygun olmadı. Bebeğim dünyaya gelmeden önce kendimi motive etmeye çalıştım. Spor yapar, diyet yapar kilolarımı veririm diye düşündüm ama özellikle ilk bir ay, bebeğimle ilgilendiğim için bunu gerçekleştiremedim.
İşin ilginç yanı şu ki hamileliğimde aldığım kilolardan sadece 4 kilo verebildim. Yani doğum sonrasında da 7 aylık hamile gibi görünüyordum. Fakat birçok bayanın verebildiğini biliyordum. Ben de verecektim kafama koymuştum.
Bebeğim büyümeye başladıkça onun arkasından yol almak, sürekli hareketlerini izlemek ve yetişmek zor oluyordu. Elbette bu yorgunluklar, yakılan kalori olarak bana geri döndü. Doğumdan altı ay sonra yaklaşık 6 kilo vermiştim. Fakat asla yeterli değildi. Eski günlerimi özlüyordum. Eski kıyafetlerimin hiçbirini atmamıştım. Bir gün giymek için saklıyordum.
Büyüyen bebeğimle beraber spora başladım fakat emzirdiğim için yediklerimi kontrol edemiyordum. Süt kaybetmek istemiyordum. Sporun faydasını gördüm birkaç ay sonra 7 kilo daha vermiştim. Şimdi şişman değil balık etliydim. Benim için her ikisi arasında inanılmaz fark vardı.
Siz ne planlarsanız planlayın hayat, bildiğini okuyor. Alacağımız nefese kadar her şeyin planlı olduğu bu dünyada fazla planlı hareket etmemek gerekiyor. Ben bebeğim 2,5 yaşına geldiğinde eski zayıf günlerimde olmayı hedefliyordum. Olacaktı da çünkü yaptığım spor sayesinde hızla kilo veriyordum. Fakat öyle olmadı. Bebeğimi de alıp gezintiye çıktığımız bir gün karşıdan karşıya geçerken kaza geçirdim. Kırmızıda süratle geçen bu araba, benim yıllarıma mal olacaktı. Bu konudaki tek tesellim, bebeğimin eşimin kucağında oluşuydu.
Kaza sonrası birkaç ay yoğun bakımda yattım. Sonrasında bacağımda ve kolumda kırıklarla tam bir yıl savaşmak zorunda kaldım. Alçı, fizik tedavi her biri benim hayatıma kalıcı olarak yerleşmişti sanki. Elbette can havliyle alacağınız kiloları düşünmüyor, kurtulduğunuz için şükrediyorsunuz. Kaza yaptığımda 71-72 kiloydum. Hastaneden dönüşte ise yeniden 80 olmuştum. Kilo şokum eve dönünce başladı.
Hastane Sonrası Aldığım Kilolar Şok Etti
Eve dönünce ilk işim, tartılmak olmuştu. Biraz yanaklarımın dolduğunu hissedebiliyordum. Kendimi tahminsel rakamlarla hazırlamıştım. Fakat ne yazık ki bu denli kilo aldığımı hesaplayamadım. Tahmin ettiğimin çok daha fazlası kilom vardı. Elbette bunun arkasını depresyon takip etti.
Yaklaşık 3-4 ay depresyondan kurtulamadım. Hep daha fazla yiyip uyudum. O kadar öfkeliydim ki sadece yiyerek sakinleştiğime inandım. Ne saçma bir inanışmış. Keşke bunu yapmak yerine ev egzersizleri yapsaydım. Nihayetinde başladığım noktaya geri dönmüştüm. Artık yeniden 85 kiloydum.
Tüm olumsuzluklar zamanla geçer. Depresyonu atlatmam kolay olmadı. Ama geçti. Kendimi daha iyi hissettiğim an, sorduğum ilk soru nasıl zayıflayacağım oldu. Ve o gün dedim ki günlerce düşünmeye gerek yok. Başla ki devamı gelsin. İyi hatırlıyorum elimde iki şekerli bir çay vardı. Cümle aklımda oluştuğu an çayı lavaboya döktüm. İlk radikal kararım şekeri terk etmek oldu.
Kilo Verirken Ekmek Tüketiminin Önemi
Şekerden vazgeçtikten sonra ekmekten de kurtulmaya karar verdim. Basamaklı mı yapsam yoksa bir anda mı kessem karar vermekte zorlanıyordum. Çünkü ekmek, benim için tok olmak demekti. Asla başka bir ekmek yememiştim. Her zaman beyaz ekmek düşkünlüğüm olmuştu. Fakat kafama koyduysam ve başladıysam artık devamı gelmeliydi. Öyle de oldu.
Kepekli ekmek, tam buğdaylı ekmeğe geçiş yaptım. İlk günler biraz zor oldu. Fakat bu iki ekmeğin en güzel yanı taş çatlasın 3 dilim yiyebiliyor olmanız. Sonra sizi muhakkak tıkıyor. Benim için de aynı şey oldu. Her yemekte en fazla 3-4 dilim yiyebildim. Birkaç hafta sonra beyaz ekmeği denemek istedim. Mideme o kadar ağır geldi ki. İyi ki böyle bir adım atmışım.
Su İçmeden Kilo Verilmiyor
Genç kızlığımdan bu yana çay tiryakiliğim vardır. Şekeri bırakana kadar üç şekerli, iki şekerli çay içerdim. Kendi başıma bir demliği bitirebildiğimi söylemeliyim. Son kilo verme kararımın arkasından çay içmek istediğim her an, bir bardak su içmeye çalıştım. Bu çok faydalı oldu.
Gün içinde 2 litre su içebiliyordum. Kısa bir süre sonra 3 litreye çıkardım. Su, vücudumun zayıflamasında oldukça etkili oldu. Metabolizmamı hızlandırdığını hissedebiliyordum. En önemlisi de suyun mutlulukla ilgisi olduğunu düşünüyorum.
Yüzme, Pilates ve Yürüyüş Yaptım
Zayıflamaya başladığımı hissediyordum ama asla tek taraflı olmaması gerektiğini öğreneli çok oldu. Hem spor yapmalı hem de yediklerime dikkat etmeliydim. Haftada bir gün yüzüyor, iki gün pilatese gidiyor diğer tüm günlerde birkaç kilometre yürüyüş yapıyordum. Sanırım beni asıl hedefime taşıyan da bu oldu.
Ben kilolarımla, trafik kazamla, depresyonumla boğuşurken yanımda hep eşim vardı. Bana her zaman destek oldu. Elimi asla bırakmadı. Çok kilolu olduğum günlerde de beni ne kadar sevdiğini sıkça söyledi. Kendime olan saygımın azalmasına asla izin vermedi. Onun sayesinde dilediğim her şeyi denedim.
Bebeğimiz olduğunda hem kaza hem de toparlanma sürecinde en büyük iş ona düşmüştü. Asla sesini çıkarmadı. Şikâyet etmedi. İstediğim kiloya geldiğimde başarabileceğini biliyordum deyişini asla unutamam. Bu zor günlerde beni böylesine seven bir eşe sahip olduğum için milyonlarca kez şükrettim.
Kaç Kilo Verdim?
Kilolarımı alıp verme sürecimde kendime sözler verdim. Kimini tuttum kimini tutamadım. Ama birinden asla vazgeçmedim. 85 kilo ile başladığım zayıflama mücadeleme 60 ile son verdim. Hedeflediğim 56 kiloydu. Bu dört kiloyu da vereceğim.
Kendime ne olursa olsun aynaya bir gün gülümseyerek bakacağım dedim. Bu sözümü tuttum. Kabul ediyorum bir hayli zamanımı aldı. Hayat, benim için başka şeyler planlamıştı. Hamileliğimin beklediğim gibi ilerlememesi, trafik kazası daha pek çok küçük aksilik beni düşündürdü. İyi ki dediğim pek çok sıkıntım oldu. Çünkü her seferinde toparlanıp ayağa kalkabilecek güçte olduğumu kendime göstermiş oldum. Ne kadar güçlü bir kadın olduğumu kendime ispat etme fırsatı buldum.
Eski zayıflığıma geri döndüğümde aynaya gülümseyerek bakabildim. İyi ki kendime o sözü verdim. Ve çok şükür ki tutabildim.
Tebrik ediyorum. Pes etmemeniz çok iyi olmuş. Bende pes etmiyor ve her aciktığimda suyla karnımı dolduruyorum. Gerceği geceleri sık sık wc ihtiyacına uyanmak zorunda kalıyorum ama zayıflıyorumda. Ayrıca müsilde kullanıyorum. 45 günde 9 kilo verdim bile. Hedefim 85 kilodan 65 e inmek.
Doğum hemen hemen tüm kadınların kilo kaderlerinin değiştiği bir dönem. Ben de kızlık dönemlerimde 36-38 beden giyen ince bir kadındım. Aslında hamilelikte de çok kilo almadım ama emzirme döneminde kendimi bıraktım ve şimdi 42 beden giyiyorum. Bu duruma bir dur demezsem ağır yaşamlara çıkmama az kaldı.