Uzun bir zaman önce, kendine güveni olmayan kadınlardan biriydim. Neye elimi atsam kuruttuğumu düşünür, neyle ilgilensem başarısız olurdum. Ne giysem korkunç görünürdü. Kendimi beğenmiyordum. Çünkü herkesten daha şişmandım. Yaşım ve boyuma göre kilom o kadar fazlaydı ki. Ne yaparsam yapayım veremeyeceğimi biliyordum.
Kız kardeşimin aksine, ben çok fazla kiloya sahiptim. O her zaman çok zayıf ve narin olmuştu. Bense evin oburu, asla doymak bilmeyen şişman kızıydım.
Ne zaman evimize misafir gelse, kız kardeşimi çok beğenirdi. Erkek çocukları varsa muhakkak tanıştırmak isterlerdi. Evin büyük kızı ben olduğum halde her zaman bu konuda benden bir adım öndeydi. Onunla yarışmaktan o kadar yorulmuştum ki. Her kızdığımda daha fazla yiyor, daha çok kilo alıyordum.
Benim sinirim de üzüntüm de boğazıma vurur. Günlerce dur durak bilmeden yerim. Haliyle zayıflamaya fırsat bulamam. Her zaman da böyle oldu.
İÇERİK ÖZETİ
Kilolu Olmak Özgüvenimi Yok Etti
Bir keresinde yine evimize misafir gelecekti. Annem iki oğulları olduğunu söyledi. İkisi de çok yakışıklı birer damat adayıydı. Bu yüzden annelerine güzel görünmeli ve kısmetimizi kapatmamalıydık. Annem tembihlerini bitirdikten sonra hazırlanmaya başladık. Kız kardeşim yine benden güzel oldu. Bu kez benim için sorun değildi çünkü iki kardeştiler. Muhakkak büyük olana kendimi beğendirebilir, ben de arkadaşlarım gibi nihayet evlenebilirdim.
Damat adaylarının annesi eve geldiğinde, her zamanki tablo tekerrür etti. Kardeşime bayıldı. Bense pek beğenilmemiştim. Yine de kadın, anneme iki kızının da resimlerini göstereceğim inşallah ikisini de baş göz ederiz demiş. İki gün sonra kız kardeşim adaylardan biriyle görüşmeye başlamıştı bile. Beni ise ne arayan vardı ne de soran. Üstelik çocukların ikisinin de kardeşimi beğendiğini, aralarından birini seçtiğini biraz geç öğrendim. Kısa süre sonra da evlendi.
Kilolu Olmak Hayatımı Çok Zorlaştırdı
Kilolu bir kadın olmak, hayatımı her zaman çok zor kıldı. Evlilikten hamileliğe, bebek bakımından ev işlerine kadar her şey sorundu.
Kendime zar zor birini bulup evlenebilmiştim. Bu bile çok gurur kırıcıydı. Evlendiğim kişi, benden önce bir kez evlilik yapmıştı. Benden 9 yaş büyüktü. Onun için fiziksel görünüşün pek önemi yoktu. Bana değer verdiğini hissediyordum. Beni de mükemmelin bulmayacağını biliyordum. Bu nedenle sorunsuz kabul ettiğim.
Herkes gibi gelinlik giyip evlendim. Evliliğim, hayallerimi süsleyen aşk dolu bir evlilik olmasa da saygı ve sevgi dengesine oturmuştu. Beni tüm kilolarıma rağmen sevebilen birini bulmuştum. Üstelik onun bu muamelesi, bana yavaş yavaş kilo vermem gerektiğini hatırlatıyordu. Aramızda ne kadar yaş farkı da olsa benden daha genç ve bakımlı görünüyordu.
Eşimin Yanına Yakışmak İstedim
Benim kilo verme bahanem her şeyden önce kendimle ilgiliydi. Ama ondan ziyade eşimin yanına yakışmak istiyordum. Gittiği her yere, beni gururla götürmesi önemliydi. Madem evlenmek için beni seçmişti ben de onu utandırmayacaktım.
Kız kardeşim, düğün günü beni kenara çekip evlendiğime inanamadığını, aklım varsa onu kaçırmamam gerektiğini söylemişti. Yüzüme tokat gibi inen bu sözler, beni çok üzse de doğruydu. Şimdi elimden geleni yapıp eşimi şaşırtma zamanıydı.
Harekete Geçip Kilo Vermeye Odaklandım
Bir an önce harekete geçip kilo vermem gerektiğini düşünüyordum. Bunun için ilk atacağım adım doktor oldu. Doktor, ben kapıdan girer girmez baştan aşağı süzdü ve kilo vermeye geldiğimi anladı. Yardımcı olacağını fakat irademin kuvvetli olması gerektiğini söyledi.
Doktorumun bana oluşturduğu tabloya göre rahatlıkla kilo verebilecektim. Üstelik bir yıl gibi bir sürede. Bu çok şaşırtıcıydı. Çünkü hayatımın hemen hepsini, kilolarımla geçirmiştim. Madem onlardan kurtulmak bu kadar kolaydı neden daha önce gelememiştim ki.
Kilo vermeyi başarabileceğime inanmak istiyordum. İnancımdaki zayıflık doktorumun da gözünden kaçmadı ama bana söylediği cümle açıktı. Eğer inanmazsan asla kilo veremezsin demişti. Çok doğruydu.
Birkaç Ay Bir Gram Bile Veremedim
Doktora gidip gelmeye başladıktan sonra yeme konusunda ekstra özen gösteriyordum. Elimden geleni yapmaya çalışıyordum. Ama üç ay geçmişti ve bende kesinlikle bir gram bile değişiklik yoktu.
Üç ayın sonunda kendimi doktorun odasında ağlarken buldum. Tüm çabalarımın boşuna gittiğine dair sızlanıp duruyordum.
Doktorumsa verebileceğime asla inanmadığımı, zaten umutsuz başladığımı söyledi. Bu şekilde değil 3, 13 ay bile geçse veremezdim. Eğer gereken özeni ve inancı göstermezsem hayatım boyunca kilolu kalmaya devam edecektim. Üstelik bir de bebeğim olursa kendime asla gelemezdim.
Doktorumun özellikle altını çizerek belirttiği tüm bu cümleler, silkelenmemi sağladı. Evet, bunu başarmalıydım. Çünkü güzel bir eş, sağlıklı bir anne olmak istiyordum.
Zayıflama Motivasyonum Tamamdı
Kilo verme konusunda hiçbir oynama olmadan 4 ay geride kalmıştı. Fakat dördüncü ayın sonunda inanılmaz bir hızla kilo vermeye başladım.
84 kilo ile başladığım mücadelemde nihayet dört ay sonra düşüş görüyordum. Bir yıla tamamlanmadan istediğim kiloya çok yaklaşmıştım. Doktorum çok haklıydı. Gerçekten istediğim an başarabildim. Aç kaldım, ter içinde kaldım ama başardım. Benim için hayat yeni başlıyordu. Artık eşimle gelecek planlarımızı daha yüksek bir özgüvenle yapıyorduk. Bunların arasında elbette ilk sırada bebeğimiz vardı.
Verdiğim Kiloların Bir Kısmını Geri Aldım
Hamileliğim boyunca, verdiğim kiloların bir kısmını geri aldım. Çünkü hareket azlığı ve yediklerimde biraz daha esnek davranmam gerekiyordu. Doktorum bu süreçte bebeğimin daha önemli olduğunu dile getirdiği için beslenme listemi buna göre düzenlemişti. Fakat ne olursa olsun kilo aldığımı görmek beni moralman etkiliyordu.
Eşim, tüm hamileliğim boyunca yanımdaydı ve istediğimde ne kadar kolay kilo verdiğimi devamlı hatırlatıp durdu. Hamileliğin tadını çıkarmamı, doğumdan sonra üstesinden geleceğimi söyledi. Benim de bundan başka şansım yoktu.
Doğum Sonrası Nasıl Kilo Verdim?
Doğum yaptıktan sonra özellikle normal doğum yapmamın etkisini kolaylıkla yaşadım. Vücudum kısa süre içinde kendini topladı ve aldığım kiloların büyük kısmı kayboldu. Bana, yine bir süre diyet ve spor kalmak kalmıştı. Bunu daha önce başardığım için yine başarabilirdim. Bu yüzden spor ve diyet alternatifleri aramaya başladım.
Diyet yaparken özel bir uygulama yapmam gerekiyordu. Çünkü emziriyordum ve yeme içme konusunda bebeğimi düşünmeliydim. Nihayetinde hem aç bırakmayan hem de şartlara uygun bir diyet uygulaması bulabildim. Doktorumla hazırladığımız bu çizelge bana çok iyi geldi.
Kilo verme sürecimde günde 6 öğün yemek yiyordum. Hiç ağlayacak kadar aç kaldığımı hatırlamıyorum. Çünkü ne olursa olsun ara öğünlerle beraber tok tutacak besinleri alıyordum. Karnım doyuyor, üstelik 80 kilodan 60’a doğru emin adımlarla kilo veriyordum. Bunun yanında dengeli beslenmeye özen gösteriyordum. Hem sebze hem meyve yiyor, kırmızı ve beyaz eti eksik etmiyordum.
Olabildiğince çok su içmeye çalışıyordum. Çünkü suyun yükümü hafiflettiğini hissediyordum. Bunun psikolojik olduğunu düşünmüştüm. Fakat doktorum su içmenin hem mutluluk hormonuyla hem de metabolizmayla çok ilgili olduğunu söyledi. Günde 2,5 litre su içip daha rahat kilo verebiliyordum. Nihayetinde kilo vermek benim için artık çok daha kolay bir şey olmuştu.
Uyguladığım diyetin yanında yürüyüş ve sporu da eksik etmiyordum. Günün bir buçuk saatini yürüyüşe ayırıyor, bir saat de spor yapıyordum. Bu yaşam şekli, kısa süre sonra hayatımda kalıcı oldu. Çünkü böyle çok daha mutlu olduğumu anladım.
Ben PKOS hastasıyım ve kilo vermeden hamile kalma şansım yok. Bu durum beni çok üzüyor. Kilo vermek için uğraşıyor ama sonunda irademe yenik düşüyor ve elimde bir sürü tatlı buluyorum. Ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. 5 yıllık evliyiz ve artık bir bebeğimiz olsun istiyoruz. Hikayeniz beni çok duygulandırdı. Darısı başımıza.