Hayata dönüp baktığımda, büyük bir kısmını geride bıraktığımı görüyorum. Yaşım ilerledikçe istediklerimi yapma konusunda vücudum, daha cimri davranıyor. Bu nedenle kilo vermeye başlamak için son şansımı kullanıp zayıfladım. Yoksa gerçekten her şey için geç kalacaktım.
Gençlik yıllarım, her zaman güzel geçti. Zayıf ve güzel bir kadındım. Aslında ikinci hamileliğime kadar kiloyla ilgili hiç sorun yaşamadım. Her zaman aldığım kiloları rahatlıkla verebildim.
Hamileliğim çok zorlu geçti. Bu nedenle devamlı uzanmam gerekiyordu. Zaten normal çerçevede almam gereken kiloyu alıyordum. Bir de hareketsiz kaldığım için kilo alınca iki katını aldım diyebilirim. Ömrümün kalanında, uzun süreli kilo problemi yaşayacağımı bu 9 ay içerisinde anladım.
Sezaryen Sonrası Kilo Sorunu
İkinci çocuğuma doğum yaptığımda 38 yaşımdaydım. Aldığım 25 kilo fazlam vardı ve ne yazık ki olduğu gibi kalmıştı. Verebileceğimi sanmıyordum çünkü doğum sonrasında her şey çok daha zor olmuştu. Hem doğum sonrası depresyon hem de bebekle ilgilenmem gerekiyordu. Üstelik ilk çocuğum ve eşim de evde bakım bekliyordu. Yemek, bulaşık, çamaşır derken kendime bakmak şöyle dursun aynanın yakınından geçemiyordum.
Doğumdan yaklaşık altı ay sonra kendime geldiğimde, birkaç kilo dışında hiçbir zayıflama belirtisi göstermediğimi fark ettim. Ne yazık ki bu süreç içinde, bu tabloyu kabullenmekten başka çarem yoktu. Kilo vermek için enerji sarf etmeye gücüm yetmeyecekti. Kabullenmek ise daha uzunca bir süre bu şekilde yaşamam demekti.
Aslında düşündüğüm tek şey, nasılsa zaman içinde kilolarımdan kurtulacağımdı. Günün tamamında çok yoruluyor, devamlı koşuşturuyordum. Fakat dönüp baktığımda asla kilo kaybım olmadığını görüyordum. Hiçbir şey yapmadan veremeyeceğimi anlamam uzun sürmedi.
Yürüyüş yapmaya başladım. Günde bir saat yürümek, bana kendimi daha iyi hissettiriyordu. Uzun vadede kilo kontrolümü sağlayacağımı umdum. Ancak çok fazla kilom vardı. Sadece yürüyerek aşılacak bir engel değildi. Daha fazlasına da ne enerjim ne de vaktim vardı.
Kilo Vermeye Nasıl Başladım?
Etrafımdaki herkesin kilolarımın farkında olduğunu biliyordum. Bunu, kimi zaman eşimle konuşuyorduk. Fakat sonunda muhakkak tartışma çıkıyor, konu kapanıyordu.
Bir gün yine eşimle bu konu üzerine tartışırken çocuklarımın yan odada bizi dinlediğini unutmuştum. Büyük kızım küçüğün elinden tutmuş, kaldırmaya çalışıyor. O da kalkmamakta inat ediyordu.
Annem gibi çok şişman olursan görürsün. Kalk odanın içinde spor yapmalıyız cümlesi aklımdan çıkmıyor. Çocuklarımın bilinçaltına yerleşen bu sorunu, çözme zamanımın geldiğini o gün anladım. Küçük kardeşinin kilo almasından korkan yavrumun korkularını dindirmeliydim. Yoksa yabancılaşabilirdik.
Spora Başlamak Benim İçin İşkence Gibiydi
Kilo vermek için hemen spor salonuna kaydoldum. Spor eğitmenime, beni ne olursa olsun rahat bırakmamasını kilo verene kadar çalıştırmasını tembihledim. Haftada iki gün spora gitmek, benim için adeta zulümdü. Çok üşengeç bir yapım vardı ve terlemekten hoşlanmazdım. Bu sebeple kısa süre sonra spor salonundan kaçtım diyebilirim.
İstenmeyerek yapılan hiçbir işin, olumlu sonuç verebileceğini düşünmüyorum. Haliyle benim sporumun da bana bir faydası olmadı.
Kaza Geçirmem Her Şeyin Tuzu Biberi Oldu
Spor salonunu bıraktıktan sonra kilolarımdan nasıl daha kolay kurtulurum diye düşünüyordum. Her gün biraz yüzsem ya da evde egzersiz yapsam başarabilirim diye tahmin ediyordum. Fakat benim hesabımın dışında Allah’ın da hesap yaptığını unutmuştum.
Dalgın dalgın marketten çıkmış arabaya binmiştim. Trafiğe çıktım ama aklım kesinlikle yerinde değildi. Caddeden ana yola çıkarken solumdan gelen aracı fark etmemiştim. Sol tarafıma bakıp bakmadığımdan bile emin değilim. Çünkü yaptığım tüm davranışlar otomatikti. Bilincim kapalıydı. Nihayetinde araç bana benim olduğum taraftan büyük bir gümbürtüyle vurdu. Çok büyük bir kaza değildi. Fakat ne yazık ki arabaya sıkışmıştım ve bacaklarımı kımıldatamıyordum. Sonrasında bayılmışım. Uyandığımda ayaklarımı hissetmiyordum.
Tekerlekli Sandalyede Hayatıma Devam Etmeliydim
Kazanın ardından kendime gelmem uzun zaman almıştı ve ne yazık ki bacaklarım çok kötü durumdaydı. Hissetmiyordum, artık vücudumu taşıyamayacaklardı. Spordan kaçarken ettiğim isyanları düşündüm. Çok utandım. Ne yazık ki böyle yaşamayı öğrenmeliydim. Bir daha asla kilolarımdan kurutulamayacaktım. Artık eşim için yük olduğumu düşünüyordum.
Tüm bu zamanı atlatmam için evde annem ya da eşimin annesi kalıyordu. Çocuklarımın bakımını onlar üstlenmişti. Ben bir nevi depresyona girmiştim. Eşimi ise gözüm bile görmüyordu.
Zaman öyle hızlı geçiyor ki birkaç yıl boyunca tekerlekli sandalyeyle yaşamaya alışmıştım. Elbette devamlı fizik tedaviye gidiyordum. Fakat o kadar kiloluydum ki yanıt almam bir hayli uzun sürdü. Üç yılın ardından ancak yürümeye başlayabildim. Nihayetinde kilolarımda artış göstermişti. Artık adım atabildiğim için, bana ikinci şans verildiği için tüm fazla kilomdan kurtulmak istiyordum.
Zayıflama Kararımı Uygulamaya Döktüm
Hayat bana ikinci şansı vermişti ve ben bunu kesinlikle elimin tersiyle itmeyecektim. Her zaman vermek istediğim kiloları vermek için bu adımı atmalıydım. Artık ucunda ölüm olsa bile aç kalacak zayıflayacaktım. Kilo vermeyi düşündüğümde yaklaşık 30 kilo fazlam bulunuyordu. Hedefim sadece fazlalıklarımdan kurtulmak değil 52 kiloya kadar düşmekti.
Her şeyden önce zamansız yeme olayına son verdim. Ben, özellikle geceleri deli gibi yemek yiyen biriydim. Saatin kaç olduğuna bakmaksızın patates kızartmaları, makarnalar arka arkaya gelirdi. Bu duruma bir son vermek adına saat 9’dan sonra asla bir şey yememeye karar verdim. Yaklaşık 15 gün çok zor oldu. Çünkü günün en güçlü öğününü devre dışı bırakmıştım.
Bol Sıvı Tüketmeye Özen Gösterdim
Çok fazla su içmem gerekiyordu. Abur cubur yiyip içmeyi terk etmeliydim. Bunun için taze sıkılmış meyve suları, limonlu ılık su ile başlangıç yapıp alışmaya çalıştım. Çok fazla su içmek, metabolizmamı hızlandırmıştı. Haliyle daha rahat kilo vermemi sağlamıştı. Buna bağlı olarak enerjim de yerine geliyordu. Günde 3 litre su içmeye alıştıktan sonra daha enerjik daha mutlu olduğumu söyleyebilirim.
Gün İçinde 2 Saat Yürüyordum
Nereye gidersem gideyim yürüyerek gidiyordum. Bunun haricinde gün içinde en az iki saat yürümeye özen gösteriyordum. Çünkü yürümek zayıflamamı sağlayan en temel spordu. Yürüyüş sırasında, bol su içiyor aynı zamanda terlemeye özen gösteriyordum.
Diyetisyene Gitmeyi İhmal Etmedim
Elbette zayıflama sürecimde doktora görünmeyi ihmal etmedim. Vücudumun sporu ne kadar kaldırıp kaldıramayacağını öğrenmeli ona göre hareket etmeliydim. Gün içinde, 3 saati aşmadan istediğim her sporu yapıyordum. Daha fazlası yorulmama neden oluyordu. Tabi ki bu durumun temel nedeni yaşımdı. Eğer 20 ya da 30 yaşında olsaydım o zaman her şey çok daha kolay olurdu. Şimdi hem dizlerimi çok zorlamak istemiyordum hem de sağlığım el verdiğince daha çok spor yapmaya özen gösteriyordum.
Başaracağıma İnanmak Zaman Aldı
Kilo vermek, epey bir zamanımı aldı. Çünkü şişman olduğumu kabullendiğimde, üşengeç biri olduğumu da çok iyi biliyordum. Gereken çabayı sarf etmek için kendime güvenmeye ihtiyacım vardı. Ne yazık ki o güven de bende yoktu. Daha sonrasında geçirdiğim kaza tetiklemeye yetti. Artık gerçekten yeni bir başlangıç yapmam gerektiğini düşünüyordum. Yeni bir hayat için özveride bulunmam gerekiyorsa bunun için çabalamalıydım. Öyle de yaptım hayatımın en büyük mücadelesini vererek 52 kiloya düştüm, üstelik bunu tam 30-35 kilo fazlam varken yaptım. Ama çok şükür ki başardım.
59 kiloyum, 52 olmak istiyorum. Bu yazı beni çok etkiledi. Her ana şükretmek gerek. Bu azminizden ve kararlılığınızdan ötürü sizi kutlarım, helal olsun. Eski sağlığınızdan daha da iyi bir halde olmanız dileğiyle. Sevgilerle…