Değerli takipçilerimiz arasında son derece genç okuyucularımızın da bulunduğunu daha önceki hikâyelerimizde görmüştük. Bu hikâyemizde de henüz 96 doğumlu olan Hazan Hanım’ın öyküsüne şahitlik ediyoruz. Kendisine zayıflama yolculuğunu bu denli açık bir dille bizimle paylaştığı için sonsuz teşekkür ediyor, tüm okuyucularımızın bu azim öyküsünden çıkarımlarda bulunmalarını umuyoruz.
Diğer zayıflama hikayelerini incelemek isterseniz; https://www.zayiflamaiksiri.com/category/zayiflama-hikayeleri
Hiç Zayıf Olmadım
Hayatımın hiçbir evresinde zayıf bir kız olmadım. Hep tombul parmaklarım ve kocaman kalçalarım vardı. Ellerimi pek beğenmesem de kalçalarımın genişliği beni son derece memnun ediyordu doğrusu. Özellikle dar şeyler giymeye bayılıyor, insanların beni Jennifer Lopez’e benzetmelerinden hoşlanıyordum.
17 yaşıma dek nispeten ince bir belim vardı. Bu sayede fiziğim oldukça dikkat geçiyordu. 13 yaşıma dek jimnastik yapmıştım, bu nedenle vücudum son derece elastikti ve ben hareketli bir yaşam tarzım olduğunu düşünüyordum. 17 yaşına geldiğimde ise her şey değişti.
İÇERİK ÖZETİ
Kot Pantolonlarımın Olmaması Beni Mahvetti
Çok uzun bir kadın değilim, boyum 1,67. Kilom ise genelde 60 civarındaydı ve o şekilde gayet iyi göründüğümü düşünüyordum. Kilo almaya ilk başladığımda kotlarım sığmamaya başladı, ödem olduğunu düşündüm. Kalçalarım aynı kalmıştı fakat belim ve göbeğim gitgide yağlanıyordu. Bir süre sonra taytlarımın bile üzerinden göbeğim taşmaya başladı. Kalçalarım ve göbeğim eş zamanlı büyüselerdi belki de fiziğim anormal olmayacaktı ama 6 ay içinde göbek bölgemden tam 11 kilo aldım. Hayatta beni en çok şaşırtan şey bu kiloyu nasıl aldığım oldu. Hala hiçbir fikrim yok.
Göbeğimdeki Piercing İçine Gömüldü
Ben küçüklüğümden beri piercingleri çok severim. Göbeğimde, kaşımda ve dudağımda birer tane mevcut. Bir gün göbek piercingimin orada olmadığını farkettim. Çok uzun zamandır taktığım için artık gözüm alışmıştı ve vücudumun bir parçası gibi olmuştu yani özellikle dikkat etmiyordum. Bu nedenle eğer bir hafta önce düşmüşse bile yeni fark etmem gayet normaldi.
Piercingimi bulmak için yatağıma ve etrafa bakmaya başladım. Hiçbir yerde yoktu. Belki de duşta düşürmüşümdür diyerek yeni bir piercing almak için takı kutumu açtım. Elimi göbeğime götürmem ile piercingi hissetmem bir oldu. Piercingimin sallanan ucu göbek deliğimin içine doğru kaçmış ve gömülmüştü. Göbeğim artık öyle yağlıydı ki piercingin hala vücudumda olduğunu bile fark etmemiştim. Kendimden o an iğrendim ve çok utandım. Bu halinle bir de piercing mi takacaksın dedim. Artık o eski, fiziği ile ön planda olan Hazan değildim ve bu gerçek tokat gibi çarptı yüzüme.
Erkek Arkadaşım ilk Fark Eden Oldu
Kilo aldığımı annem, babam ya da ablam fark etmediler. İlk anlayan kişi erkek arkadaşım oldu. 9 aydır beraberdik ve ilk kez, sen kilo mu aldın diye sordu. Yalan söylemedim, aldım dedim. Beni ayıplayacağını veya benden soğuyacağını düşünmüştüm ama öyle olmadı. Zamanında kendi annesinin de son derece kilolu olduğunu ve bir yöntem sayesinde kilo vermeyi başardığını söyledi. Ne olduğunu sorduğumda akupunktur cevabını aldım. Bana bir gülme geldi ve dalga geçmeye başladım, şimdi bu tavrım için çok utanıyorum.
Tavrım erkek arkadaşımı incitmiş olacak ki hevesle başladığı cümlesini hayal kırıklığı ile kesti. Ben de ayrıntıları sormadım ve muhabbet orada kapandı. Hiçbir zaman böyle şeylere inanmamıştım ve bana hep hurafe gibi gelirlerdi.
Tartıda 79’u Gördüğüm An Tüm Hurafelere Muhtaçtım
Kilo almaya hızla devam ederken sonunda tartıda 79 kiloyu gördüm. 79 demek 80’e 1 kilo kaldı demekti. Üstelik erkek arkadaşım bile 76 kiloydu. Yani onu tam 3 kilo geçmiştim. Hemen ona telefon ettim ve buluşmak istediğimi söyledim. Hiç makyaj yapmadım, bol bir eşofman giydim ve saçlarımı sıkıca topladım. Beni ilk kez böyle bakımsız ve çirkin görüyordu, neredeyse tanımayacaktı. Bu halime iyi bak dedim, bu halime iyi bak ve eğer böyle olmamı istemiyorsan kilo vermeme yardım et. Erkek arkadaşım çok şaşırmıştı ama yardım edeceğini söyledi. Tüm o çirkinliğime rağmen elimden tuttu ve beni annesinin zayıfladığı merkeze götürdü.
Masaj Salonu Gibi Bir Yerdi
Akupunktur diyince aklımda farklı şeyler canlanıyordu fakat burası bir masaj veya spa salonuna benziyordu. İçeri girdiğimizde bizi 55 yaşlarında, uzun, gri ve dalgalı saçlı bir adam karşıladı. Kendisi bu tedaviyi uygulayan kişiymiş ve bu konuda pek çok kitabı bulunmaktaymış.
Adama açık açık bunlara inanmadığımı ama denemek istediğimi söyledim. Bana iki farklı yöntemden bahsetti, birincisi kulağın arka kısmına yerleştirdikleri özel bir maddeydi. İkincisi ise göbekten yapılan çeşitti. Kulağıma bir şey yerleştirilme fikrini kabul edemezdim çünkü çevremdeki herkes görüp anlayabilirdi ve ben bundan son derece utanıyordum. O yüzden göbekten minik iğnelerin yapıldığı yöntemi seçtim.
Ucuz Değildi Fakat Son Kuruşuna Kadar Değerdi
Akupunktur hakkında biraz bilgi sahibiyseniz ucuz bir yöntem olmadığını duymuşsunuzdur. Haftalık seans başı 100 liraydı fakat ben haftada iki seans gitmek istediğimi söyleyince ikisini 150 lira yaptılar. Yani aylık toplam 600 lira vermem gerekiyordu.
Düşününce spor salonuna gitmek bile çok daha mantıklıydı ama kendimde hiç spor yapabilecek gücü görmüyordum. Zaten bana kilo aldıran şey büyük olasılıkla hareketsizlikti demek ki spor yapamıyordum. Bu durumda spor salonuna yazılmam parayı çöpe atmaktan başka bir şey değildi.
İğneler tenime ilk battığında minicik bir yanma hissettim ama zaman içinde o his artık hiç hissedilmeyecek bir seviyeye kadar gerileri. Açlık hissetmeyeceğimi söylemişti uzman, artık çok daha az iştahlı olacaksın demişti. Asla inanmıyordum ama bu iştah kapanması o kadar büyük bir hızla gerçekleşti ki, ilk hafta 3,5 kilo verdim.
4 Ayda Eski Formuma Döndüm
İlk 2 ay boyunca akupunktura ayda 8 kez gitmeye devam ettim. Sonraki 2 ayda ise, ayda 4 defa gittim. Yani toplamda 24 seansta fazlalığım olan 19 kiloyu vermiş oldum. Neredeyse seans başı 1 kilo! Üstelik işlemleri bırakmamın üzerinden neredeyse 8 ay geçmiş olmasına rağmen hala çok daha iştahsızım ve eskisine göre çok daha hareketliyim. Eğer yakışacağını düşünsem 60 kilodan daha da aşağı inebilirim fakat kalçalarımı kaybetmek istemiyorum.
Fiziğim Daha Da Şekillendi
Akupunktur sanki benim beynimde yanlış giden bir şeyleri düzeltti ve cildime etki etti. Artık yüzüm bile çok daha parlak ve haftada mutlaka 2-3 kez sivilceleri çıkan ben, artık hiç sivilce üretmiyorum.
Göbeğimdeki yağlardan kurtulduktan sonra bel kıvrımım yeniden ortaya çıktı, üstelik çok daha bariz bir şekilde. Bu kıvrımlar beni öyle çok mutlu ediyor ki, gidip doktorumun ellerini öpmek istiyorum. Kendisi bu dünyada mucizelerin olduğunu bana hatırlatan adam.
Bu sene üniversiteye başladım ve beni en son geçen yıl gören arkadaşlarım yeni görünümümü inanılmaz buldular. Elbette kimsenin akupunktur maceramdan haberi yok ve kendi gayretim ile kilo verdiğimi düşünüyorlar. Ama zaten akupunktur da bir gayret işi, sanıldığı gibi sihirli bir değnek değil.
İradeyi Olumlu Kullanmak Sizin Elinizde
Akupunkturun iradeyi güçlendirdiği ve açlığı bastırdığı bir gerçek olsa da, yiyeceğiniz besinleri belirlemek sizin elinizde. Ben her zaman düşük kalorili gıdaları tercih ettim ve bu sayede kilo verdim. Yani eskiden 5 dilim pizzayla doyan biri artık 2 dilim ile doyabilir. Ama bu 2 dilimlik hacmi pizza olarak doldurmak veya haşlanmış tavuk olarak tüketmek tamamen size kalmış. Önemli olan tek şey ek destekleri kendi aklınızla birleştirerek idealinize yaklaşabilmek. Ben amacımı başardım, dilerim siz de başarırsınız. Hiçbir yönteme ön yargı ile yaklaşmayın, çünkü hayatınızı değiştirebilir.
ben kilo vermek istiyorum yardim etseniz