22 Kilo Verdim. 78 Kilodan 56 Kiloya İnme Hikayem

Kilolu bir bayan olmanın en büyük dezavantajı, zayıflamak için gökten mucize inmesini beklemektir. Devamlı ilahi bir güç tarafından müdahale edilmesini beklersiniz. Fakat o müdahale asla gelmez. Sadece birilerinin elinizden tutması ya da kilo vermenize yardımcı olmasını beklerseniz asla veremezsiniz. Hayat, herkese mükemmel fırsatlar sunmuyor. Bazen o fırsatları sizin yaratmanız gerekir.

Zayıflama Hikayemin Başlangıcı: Fark Etmek

Kendi hayatımla ilgili kendime yaptığım en büyük yanlış, düzenli beslenmemek oldu. Benim için abur cubur demek, her şey demekti. Sabah akşam fark etmeksizin her türlü abur cuburu tüketebilirdim.

Özellikle gece geç saatlerde film izlemek, abur cubur atıştırmak en sevdiğim şeydi, neredeyse gençliğim hep böyle geçmişti. Bunun acısını daha sonra çok kötü ödedim.

Henüz 25 yaşıma gelmiştim ki yavaş yavaş kilo alışımı kontrol edemediğimi fark ettim. Çok geç değil sanıyordum. Her zaman nasılsa istediğimde veririm diye kendimi avutmuştum. İşte 25 yaşında ve 78 kiloydum. Olmam gereken kilo 50-55 iken ben 80’e yakındım. Bu kilo, boyum kısa olduğu için korkunç görünüyordu. Bunu fark ettiğim an, dünya başıma yıkıldı.

Kilo Vermeye Nasıl Karar Verdim?

Uzun süredir görmediğim lise arkadaşıma alışveriş esnasında denk geldim. Büyük bir samimiyetle kahve içmeye davet etti, eşlik ettim. Oturup konuştuğumuz sırada yaklaşık üç kez bana ne kadar kilo almışsın dediğini fark ettim. Elbette lisedeki halimden biraz daha kiloluydum ama bu denli dile getirilmesine gerek olduğunu düşünmüyordum.

Bir kez daha beni gördüğüne çok mutlu olduğunu, ben onu tanımasam beni tanımayacağını söyledi. Neden dediğimde çok şişmanlamışsın dedi. Bunu kasıtlı söylediğini o gün anladım. Gerçekten öyle olup olmadığını anlamak için eve gidip ayna karşısına dikildim.

Kendime alıcı gözle baktığım bu dakikalar, gerçekten göz korkutucuydu. Çok şişmandım ve bu konuda ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

Nasıl Kilo Verebilirim Bilmiyordum

Kilolu olduğumu fark ettiğim ilk zamanlarda, gerçekten paniklemiştim. Kimsenin bu konuda çaba sarf ettiğimi bilmesini istemiyordum. Çünkü başarısızlığa uğramak beni daha çok korkutuyordu.

Yavaş yavaş araştırmalara başladım. Bu araştırmaları yaparken bile bir elimde kola, diğerinde cips vardı. Bugün arkama baktığımda tamamen bilinçsiz yalnızca acemi yapılmış uygulamalar olduğunu görebiliyorum.

Arkadaş ortamımda duyduğum, oradan buradan öğrendiğim sağlıksız formüllerle kilo verme yöntemlerine başladım. Her şeyden önce, ne kadar aç kalırsam o kadar zayıflayacağım anlayışına inandım. Bu, beni zayıflamaya götürecek tek formüldü. Başladım kendimi aç bırakmaya.

Sağlıksız Beslenme ve Şok Diyetin Zararları

Henüz kendimi zayıflama fikrine alıştırmaya başlamış, elimden geldiğince aç kalmaya özen göstermiştim ki bünyem bunu kaldıramadı. Kendime geldiğimde hastane odasındaydım. Resmen açlıktan bayılmıştım.

Kardeşlerim dalga geçse de annem ve babamın bakışları pek de onaylayıcı değildi. O arada doktor odama girdi. Kaç gündür aç kaldığımı sordu söyledim. Tabi ki odadaki herkesi hayret dalgası sardı.

Bayılma vukuatımın arkasından annem ve babamın doktor desteğiyle bana daha çok yemek yedirme çabaları, tüm emeğimin yok olmasını sağlamıştı. Yattığım yerden kilo almaya devam ediyordum. Bu yüzden ben de kısa sürede pes ediverdim.

Neden Kilo Veremiyordum?

Birçok iş başvurusu yaptım fakat hiçbirinden dönüt alamadım. Donanımınız istediğiniz kadar dolu olsun, sizi işe alırken fiziğinize bakıyorlar. Özellikle bayanlar için kanun bu. Ben de bu gruba aykırı olduğum için hep elim boş döndüm.

İş başvurularım sırasında reddedilişlerim o kadar arka arkaya olmuştu ki en sonunda patlama noktasına geldim. Nihayet son görüşmemde kendimi tutamayıp göstermek istediğim tepkiyi de gösterdim.

Daha önce bu kadar donanımlı bir özgeçmiş görüp görmediklerini sordum. Cevap olarak ise önemli olanın özgeçmiş olmadığını, fiziğimin hiçbir iş sahasında kabul görmeyeceği cevabını aldım. Gururum çok kırılmıştı. Duyduklarıma inanamadım. Fakat hak vermemek gibi bir şansım yoktu. Çünkü hepsi doğruydu.

Kilo vermek isteyen pek çok kişiye sorsanız asla hayır demezler. Ancak ne yazık ki üşengeçlik beni esir almış durumdaydı. Spor yapmak, koşmak, terlemek ve hatta yürümek bile benim için büyük dertti.

Bir yere gideceksem babam alır babam bırakırdı. Evin içinde iki gün arka arkaya süpürge yapsam kol kaslarım ağrırdı. Bu durumda zayıflamak istemem pek de önemli değildi çünkü faaliyete geçemiyordum. Bu şekilde kilo verememeye devam edersem değil iş bulmak, eş bile bulamayacaktım. Çünkü yaşım 30 olmuştu.

Benim yaşımdaki pek çok kız, ilk çocuklarını kucaklarına aldıkları için benim de almam gerekiyordu. Annem her fırsatta bu cümleyi başıma kakmaya başlamıştı. Evlenmek için birisinin beni beğenmesi gerekiyordu ve bu imkânsızdı. Çok kiloluydum, kim böyle bir eş isterdi ki?

Nihayet annemin ve arkadaş grubunun bulduğu kişilerle görüşmelere başlamıştım. Fakat daha ilk görüşmede, bu konuda asla şansımın yaver gitmeyeceğini biliyordum. Çünkü çocuk beni görür görmez yüzünü asmıştı.

Ona hak vermekten başka yapabileceğim bir şey yoktu. Bu şekilde annemin beni tanıştırdığı 7 adayla gerçekten çok yakın arkadaş olmuştum. Fakat hala bekârdım. Kendimi gerçekleştirmek için yapmam gereken her şeyin önünde kilolarım duruyordu.

Zayıflama Başarı Hikayemin Sırrı

Evlilik benim için olmazsa olmaz değildi. Fakat çocuk için aynı şeyi söyleyemem. Çocuklar, benim hayata pozitif bakma nedenlerimdi. Bu yüzden ne olursa olsun yaşım geçmeden çocuğum olsun istiyordum. Bunun için evlenmem gerekiyorsa evlenebilirdim. Evlenmem içinse zayıflamam gerekiyorsa bunu başaracaktım. Kararımı verdim. Ve başladım doktor aramaya.

Diyetisyen eşliğinde zayıflamaya karar vermiştim. Çünkü doğru yönlendirme almadığımda başıma gelenleri henüz unutmuş değildim. Bir arkadaşımın tavsiye ettiği diyetisyene gittim. Odasından içeriye girdiğim gibi güler yüzlü ve samimi bir şekilde hadi seni zayıflatalım dedi. O gün hayatımın miladıydı.

Doktorumun bana yazdığı beslenme listesini asla aksatmamaya özen gösteriyordum. Çünkü ne olursa olsun benim için esas olan zayıflamaktı. Bunu ise mümkün olan en sağlıklı yöntemle başaracaktım.

Doktorumun yazdığı beslenme çizelgesi, inanılmaz bir sağlık tablosu içeriyordu. Sebzelerden meyvelere, kırmızı etten beyaz ete kadar her şey mevcuttu. Üstelik gün içinde aç kalarak değil aksine çok yiyerek zayıflayacaktım. Benim için can alıcı nokta o kısımdı.

Bir günde 7 öğün yemek yiyordum. Her birinde özel ve ihtiyacım olan besinler bulunmaktaydı. Sağlık dengem bozulmadan, kendimi aç hissetmeden hızlı bir şekilde kilo veriyordum. Kilo verirken beni destekleyen temel şey ise suydu. Su metabolizmama inanılmaz bir hız katıyordu.

Zayıflamak İçin Spor Programım

Diyetisyenime başvurduğumda yalnızca dikkat ederek kilo verilemeyeceğini öğrenmiştim. Ne kadar zor gelse de madem bu yola çıkmıştım, o halde spor da yapacaktım. Benim için spor demek, yürüyüş ve koşma demekti. Salona gidip spor yapmayı tercih etmedim. O şekilde destekleseydim belki çok daha hızlı verebilirdim. Ancak bu ikisi bile beni yorgunluktan öldürmeye yetiyordu.

Her gün en az iki saat yürüyor, bir saat de ritimsel koşu yapıyordum. Bu yöntem benim için çok faydalı olmuştu. Çünkü kilo verme hızımı iki katına çıkarabildim. Hem spor hem de sağlıklı beslenme ile acı çekmeden kilo verilebileceğini öğrenmek mükemmel bir tecrübe oldu.

Belli bir zaman diliminde sistematik davranarak 56 kiloya kadar düştüm. Başladığım kilo 78’di ve her şey bittiğinde 56 kiloya düşmüştüm. Benim için resmen zorlu bir mucizeydi. Bugün dilediğim kiloda istediğimi giyip yakıştırabiliyorsam; evli, mutlu, çocukluysam çabamın karşılığını aldım demektir.

Yorum yapın